Kredi Temerrüt Swapları (CDS), 1990'lı yıllarda finansal piyasalarda riskten korunma aracı olarak ortaya çıkmış, zaman içinde daha farklı amaçlarla da kullanılmaya başlanmıştır. 2008 yılında yaşanan finansal kriz, CDS'lerin piyasadaki belirsizlikleri artırdığına dair önemli bir örnek sunmuştur. CDS spread'leri, genel piyasa koşullarındaki risk algısını ölçmede kritik bir gösterge olarak kabul edilir ve yatırımcılara borç risklerini başka taraflara aktarma imkânı sağlar. Bu yönüyle CDS, makro ekonomik göstergelerle yakından bağlantılıdır.
💡 CDS Nasıl İşler?
CDS, yatırımcıların sahip oldukları borcun ödenememe riskini transfer etmelerine imkân tanıyan bir tür finansal sigorta anlaşmasıdır. Örneğin, yüksek riskli bir tahvile yatırım yapmış bir yatırımcı, bu tahvile ilişkin riskleri yönetebilmek için CDS alarak bu riskleri başka bir kuruma devredebilir. CDS satıcısı, ilgili şirketin borçlarını ödeyememesi durumunda bu ödemeleri gerçekleştirme sözünü verir. Bu mekanizma sayesinde, uzun vadeli borçlar daha etkin bir şekilde yönetilebilir ve yatırımcılar için sağlam bir koruma sağlanır.
📈 CDS’in Tarihçesi
CDS, 1994 yılında JP Morgan'da Blythe Masters tarafından yaratılmıştır. İlk aşamada bankaların kredi risklerini transfer etmek amacıyla geliştirilse de, kısa süre içerisinde global finans piyasalarında popüler hale gelmiş ve önemli bir risk transfer aracı olarak öne çıkmıştır. 2007 yılına gelindiğinde, CDS piyasasının toplam değeri 62,2 trilyon dolara ulaşmıştır. Ancak, 2008 mali krizi, bu piyasanın kontrolsüz risklerle sonuçlanabileceğini gözler önüne sermiştir. Bu dönemde birçok büyük finans kuruluşu önemli kayıplar yaşamış ve CDS piyasalarında düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur.
🌍 Ülkelerin CDS Oranları Ne Anlama Gelir?
Ülkelerin CDS oranları, uluslararası yatırımcıların bir ülkenin borç ödeme kapasitesine olan güvenini yansıtan önemli bir göstergedir. Yüksek CDS oranları, o ülkenin borç ödeyememe ihtimalinin yüksek olduğuna işaret eder. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler, ekonomik ve politik istikrar konularındaki kırılganlık sebebiyle genellikle daha yüksek CDS oranlarına sahiptir. Buna karşın, Almanya ve ABD gibi gelişmiş ülkeler, düşük CDS oranları ile borç ödeme kapasitelerinin güçlü olduğuna işaret eder. Faiz oranlarındaki değişiklikler ve merkez bankalarının para politikaları, CDS oranlarında önemli etkilere neden olabilir.